AVTH. çok uyduruk bişi oldu farkındayım, idare edin. bazı erkekler vardır. direk iltifat edemezler hoşlandıkları kişiye. direk söyleyemezler, mizaç meselesi işte. yapamazlar. halbuki ne kadar kolay değil mi? kızı bir kenara çekip, "senden çok hoşlanıyorum hebegül. aylardan beri aklımdan çıkmıyorsun. aşığım sana" diyecek, hepsi bu işte. ama diyemiyorlar, diyemiyoruz. e haliyle sözle yapamadığını hal ve hareketler ile çaktırmaya çalışıyoruz. kimimiz bunu bilerek ve isteyerek, "ulen madem kıza açılamıyorum, bari davranışlarımla belli edeyim de kız anlasın, gerisi allah kerim" mantığını güderek yapar. kimimiz de farkında olmadan, altında hiçbir artniyet barındırmadan, tamamen içgüdüsel bir temele dayanarak yapar bunu. kıskanır en basitinden. o'nu kıskandığını o'na belli ettiğinin farkında olmaz çoğu zaman. zaten mesele de buradadır işte. kendisine yaptığı oldukça normalmiş, iki arkadaşın arasında olan türden bir şeymiş gibi gelir; kızdan hoşlandığını kendisine bile itiraf edememiştir belki de kim bilir? her ne şekilde olursa olsun, boş laf ve kuru gürültüyle; o artık kullanıla kullanıla mundar ağızlarda laçka haline getirilen seni seviyorum tümcesinin yerine, direk sevgi gösterisinde bulunmak daha bir hoştur, güzeldir, sıcaktır, samimidir. bunu dil ile de söyleyebiliriz, özellikle de bayanların hoşuna en çok giden şey de budur. ancak bazen dil susar, gönül konuşur. bu da elimize ayağımıza vurur ister istemez. ilkokulda yaşanıyorsa bu skandal aşk, genelde kızların saçı falan çekilir. erkek çocuğu, daha değişim geçirmemiştir ve kafasının içindeki seslere anlam verememektedir. sesler şöyledir vahumahm bkaksana lnau hauautuna gelecekteki meali vay ulan, baksana hatuna taş gibi taş kız ciyaklar, - öğretmeniiiiiiiiiiiim burası uzun, dikkat ühüüü, hedecan saçımı çekiyooooor. *hedecan ! niye saçını çekiyorsun verengülün? +ama öğretmenim, ıııııh ulan napsak da kıvırsak ııııhh, o da benim silgimi aldı.aha koydum kapağı, silgi kutsaldır * olur mu öyle hiç, yakışıyor mu sizin gibi uslu çocuklar. hadi öp verengülü de barışın. +ya banane ya ne öpecem. o öpsün. -o yaşlarda öpmeye daha meraklı olan kızımız nazlana nazlana, yüzünü asa asa öper hedecanı. barışırlar.. eğer tam olarak büyüyememiş bir erkek ise zıtlaşmaya , kavga etmeye çalışması, devamlı kızdıracak şeyler söyleyip bundan mutlu oluyormuş gibi davranması,birini beğendiğinizi ona söylediğinizde kesinlikle ibneye benzetmesi hiç benzemeyecekleri dahi , isimlerinin hemen lavuk veya dallama olarak değiştirilmesidir. ve bu tarz erkekler sizin güzelliğinizle öyle durup durup iltifat etmezler genelde aksine sinirinizi bozarlar tipe bak o makyaj ne öyle, niye süslendin ki şimdi, kilo aldın gibi sözlerle canınızı sıkarlar. çok nadir ağızlarından güzel olduğunuzu belirtecek bir cümle duyabilirsiniz. özellikle en büyük zevkleri size insanların içinde bulaşmalarıdır es kaza birisi niye uğraşıyosun ki sen bu kızla diye sorduğunda suratları mosmor olur bunların ne uğraşcam ben onla klasik sevdiğiyle uğraşırmış ı duydukları anda ise ortamda buharlaşmaya öğrendikleri budur kızmamak lazımdır belki de çünkü ilk okuldan beri eğer onu diğerlerinden ayırt ediyorsan git saçını çek olmadı kalem batır, anlamazsa kavga et, hatta ağlat o zaman anlayacaktır ondan hoşlandığını diye öğrenmiştir erkek kahramanımız. dokunmak, dokunmaya çalışmak. i̇lk-okula başladığımız o yıllarda herşey daha saf, daha çocuksuydu diyecem ama öyle değildi. vahşiydik abi. kızların tokasını saçlarından çekip almak, bir ilgi belirtisiydi, düşün yani. arada bir tomar saç da elimizde kalırdı. kızlar tuvaletine girmek, etek altına yatmak ayıplanan, heyecan dolu, tokat sebebi alaka göstergeleriydi. yine de hoşlanılana olan ilgi daha özeldi. mesela ben, okul servisini ekip, hoşlandığım kızla onun evine yürümeyi tercih ederdim. eve dönüşümde, annem elinde oklova ile beni bekliyor olurdu, o ayrı. güzeldi yine de. dayaktan bahsetmiyorum, canım-ciğerim, lütfen. bir başka kız için de tenis topuyla yapılan o enfes sınıf-futbol müsabakalarını ekmeye başlamıştım. voleybola ilgim o dönemlerde başlamıştı. uzun, sırma saçları her boş anımızda birlikte voleybol oynanamamız için yeterli olmuştu. hemcinsleri satışlar ilk bu yıllarda başlar. ortaokul yıllarında ise öpmek için her daim bir bahaneniz olurdu. bayramda, seyranda, bayram değil seyran değilde, günaydın derken, afiyet olsun, kazanılan iddialarda, kaybedilen iddialarda, akşamları çıkarken, özellikle küserdik o dönemde barışıp tekrar öpebilmek için. bunlar tabi hep hoşlanma öncesi, hoşlanma sonrasına girmiyorum. sonra, aynı sırada oturmak önemli bir eylemdi. hoşlanılan kızın yanına denk gelebilmek için sınıfın içinde çoklu varyasyonlara giderdim. tabi bu başlangıçta. sonrasında davetsiz misafir tadında yanına giderdim hoşlandığımın. liseye başladığımızda ısırmaktı hoşlanma belirtisi. şaka len şaka. yani arada bir. sürekli bahane üretemezsin ya ısırmak için, mübarek. lise bu kadar. üniversitede not istemek, istemek, istemekti. i̇steyenin bir yüzü, istemeyen iki yüzlü. sportif aktiviteler vazgeçilmezdi. yurt bahçesinde voleybol oynarken, hoşlanılan kızla aynı dairede yer almak önemliydi birçok sap için. hoşlandığın kıza top atarsın. sonra o sana smaç basar. i̇şte romantizm.. arada smaç basardım ben yurtta senden hoşlanıyorum tadında. pencereden düşerlerdi izleyenler. cama yapışıp, kalanlar. i̇stop bile oynadım be hoşlandığım için. yakan top. çok can alır, çok can yakardım. eve davet edenler oluyomuş "sana yemek yapmamı istermisin, isteme çünkü bilmiyorum" tadında şakalar, komiklikler. biz yaşayamadık. genelde evcilik tadında geçti bir ömür. -saçını şöyle arkaya atalım bakalım,hıh döyle daha iyi oldu ! hoşlandığını söyleyemeyecek kadar utangaç, korkak birisinden saçma sapan hareketler topluluğu diyebiliriz. genelde ortaokul belki lise dönemlerinde olur. hem senden hoşlanıyorum tadında hareket yapmanın da bir anlamı yoktur. zaten gözünüze bakan hoşlanıp hoşlanmadığınızı anlar. heh anlayamıyorsa o onun öküzlüğüdür, hayvanlığıdır, inekliğidir. mevzu bahis bensem eğer, ben hoşlandığım kişiye kötü davranırım. tabiatın kanunu da bunu gerektirir zaten. çok tatlıdır aslında bu hareketler. ama karşısındaki de erkekten hoşlanıyorsa bu hareketleri asla anlamaz. daha doğrusu kendini ümitlendirmek istemez ama bir yandan içi gider. -acaba bana öyle baktı mı sahiden, yok canım ayşeye de öyle bakıyor galiba -cidden ders notları için mi aradı, ahmeti de arayabilirdi ama beni aradı -saçımı çok beğendiğini söyledi -uff acaba benden hoşlanıyor mu, arkadaş gibi davranıyor ama bu liste uzayıp gider öylece. işte bu yüzden sevgili erkekler, karşınızdakine açıkca söylemek lazım hoşlandığınızı; anlamasını istiyorsanız. laboratuvar dersi öncesi "dur dolaba inmene gerek yok, benim önlüğümü giyebilirsin" deyip önlüğünü önlüğü getirecek dişi kişiyi ders sonrasında bi yerlere davet etmeye de ön ayak olur. " ellerin mi üşümüş senin?" edit muhtemelen cihan kılıç' ın " ama arkadaşlar iyidir" köşesinde okumuştum bunu. - götün donmuştur ya giy şunu + sen benden hoşlanıyosuuuuuun! - hayır , tadında bir hareketti , yalan , ego tatmini. giy şunu SS at kanka, böyle kuru kuru olmuyor ya banada geçen yıl aynısı oldu tek fark bana arkadaşı gelip sölemişti daha sonra hiç bir şey konuşmadık kızı hep görmezden geldim kız bu yıl çok güzel olmuş ben nasıl tanışabilirim bu kızla face te ekli arkadaşlık isteği yollamıştı geçen sene quoteOrijinalden alıntı Dexter M. Seviyorsan git seviş bence. İstemsizce güldüm quoteOrijinalden alıntı Cool Storm Uzatmadan konuya geçiyorum. Biz erkeklere dolaşırken bir kız geldi. Daha önce görmüştüm ama yakından tanımıyordum. Bir şey konuşabilir miyiz dedi, olur dedim. İşte nası söyleyeceğimi bilemiyorum filan dedi. Ben de ne oluyor bir problem mi var dedim. Evet, senden hoşlanıyorum dedi. Başım zank etti. Koşarak yanımdan ayrıldı. Ne yapmam lazım kafam çok karışık? Not Hepsi okulda gerçekleşti. Edit Bugün okula gittim, kapının önünde bir kız var. Baktım, aha bizim kız. Yanına gittim naber, dedim. Ee karar verdin mi dedi? Ben de ne kararı dedim? Sevgilimiyiz dedi? İçimden yok artık filan dedim. Ne sevgilisi daha birbirimizin ismini bile bilmezken sevgili mi olacaz dedim. Bilmiyorum, ben öyle söyleyince, dedi. Kıpkırmızı oldu. Bir tanışalım, sonra olacak olur dedim. Biliyordum beni geri çevirmeyeceğini dedi, boynuma atladı. Sonra telefon numarası filan aldım durmadan mesaj atıyor. Kız da fena değil beyler. Duruma göre ss atarım. quoteOrijinalden alıntı Shinku ya banada geçen yıl aynısı oldu tek fark bana arkadaşı gelip sölemişti daha sonra hiç bir şey konuşmadık kızı hep görmezden geldim kız bu yıl çok güzel olmuş ben nasıl tanışabilirim bu kızla face te ekli arkadaşlık isteği yollamıştı geçen sene Teklifin hâla geçerli mi, de. quoteOrijinalden alıntı V-Immortal quoteOrijinalden alıntı Cool Storm Uzatmadan konuya geçiyorum. Biz erkeklere dolaşırken bir kız geldi. Daha önce görmüştüm ama yakından tanımıyordum. Bir şey konuşabilir miyiz dedi, olur dedim. İşte nası söyleyeceğimi bilemiyorum filan dedi. Ben de ne oluyor bir problem mi var dedim. Evet, senden hoşlanıyorum dedi. Başım zank etti. Koşarak yanımdan ayrıldı. Ne yapmam lazım kafam çok karışık? Not Hepsi okulda gerçekleşti. Edit Bugün okula gittim, kapının önünde bir kız var. Baktım, aha bizim kız. Yanına gittim naber, dedim. Ee karar verdin mi dedi? Ben de ne kararı dedim? Sevgilimiyiz dedi? İçimden yok artık filan dedim. Ne sevgilisi daha birbirimizin ismini bile bilmezken sevgili mi olacaz dedim. Bilmiyorum, ben öyle söyleyince, dedi. Kıpkırmızı oldu. Bir tanışalım, sonra olacak olur dedim. Biliyordum beni geri çevirmeyeceğini dedi, boynuma atladı. Sonra telefon numarası filan aldım durmadan mesaj atıyor. Kız da fena değil beyler. Duruma göre ss atarım. İşaretlediğim yerden hiç bir şey anlamadım gardaş. Yani ben söyleyince senin de kabul ettiğini zannettim, anlamında. quoteOrijinalden alıntı Cool Storm quoteOrijinalden alıntı Shinku ya banada geçen yıl aynısı oldu tek fark bana arkadaşı gelip sölemişti daha sonra hiç bir şey konuşmadık kızı hep görmezden geldim kız bu yıl çok güzel olmuş ben nasıl tanışabilirim bu kızla face te ekli arkadaşlık isteği yollamıştı geçen sene Teklifin hâla geçerli mi, de. teklif etmedi ki sende olduğu gibi işte senden hoşlanıyomuş dedi gitti arkadaşı soru falan yok yani ortada Bana da seni seviyorum iplememiştim öylesine söyledi heralde diye. SonuçHala arkadaşız quoteOrijinalden alıntı Dexter M. Seviyorsan git seviş bence. adam konuyu bitirmiş. çok haklı. quoteOrijinalden alıntı Shinku quoteOrijinalden alıntı Cool Storm quoteOrijinalden alıntı Shinku ya banada geçen yıl aynısı oldu tek fark bana arkadaşı gelip sölemişti daha sonra hiç bir şey konuşmadık kızı hep görmezden geldim kız bu yıl çok güzel olmuş ben nasıl tanışabilirim bu kızla face te ekli arkadaşlık isteği yollamıştı geçen sene Teklifin hâla geçerli mi, de. teklif etmedi ki sende olduğu gibi işte senden hoşlanıyomuş dedi gitti arkadaşı soru falan yok yani ortada Hoşlanıyorum demiş işte. Teklif sayılır. SS at ona göre karar verelim Milletimiz işte D Okula okumak için değilde , ona buna kendini havalı göstermek , ayrı bir ego tatmini yaşamak , olmayınca olmaz dercesine sevgili aramak için gidiyor quoteOrijinalden alıntı xSylvanas Milletimiz işte D Okula okumak için değilde , ona buna kendini havalı göstermek , ayrı bir ego tatmini yaşamak , olmayınca olmaz dercesine sevgili aramak için gidiyor Naparsın? quoteOrijinalden alıntı ToffieBoi quoteOrijinalden alıntı Cool Storm Uzatmadan konuya geçiyorum. Biz erkeklere dolaşırken bir kız geldi. Daha önce görmüştüm ama yakından tanımıyordum. Bir şey konuşabilir miyiz dedi, olur dedim. İşte nası söyleyeceğimi bilemiyorum filan dedi. Ben de ne oluyor bir problem mi var dedim. Evet, senden hoşlanıyorum dedi. Başım zank etti. Koşarak yanımdan ayrıldı. Ne yapmam lazım kafam çok karışık? Not Hepsi okulda gerçekleşti. Yuh, lisede aynısı gelmişti başıma Geçen sene dershanede bir benzeri başıma gelmişti. Ki kız da benim iyi bir arkadaşımdı. Olur mu öyle şey biz arkadaşız falan dedim o da bence de en doğrusu bu filan dedi. Sonra birden bana çok çekici gelmeye başladı. Ben ona açıldım, 2 ay kadar çıktık. Sonra ondan ayrılmak gibi bir şey yaptım Şimdi yalnızım İddiaya filan girmiştir o. Aynısı bizim okulda olmuştu, reddettim. kız ertesi gün bi geldi, saçını sıfıra vurdurmuş quoteOrijinalden alıntı LLoncept /> ilk kez görüyorum bunu. quoteOrijinalden alıntı Cool Storm Uzatmadan konuya geçiyorum. Biz erkeklere dolaşırken bir kız geldi. Daha önce görmüştüm ama yakından tanımıyordum. Bir şey konuşabilir miyiz dedi, olur dedim. İşte nası söyleyeceğimi bilemiyorum filan dedi. Ben de [size=7]ne oluyor bir problem mi var dedim. Evet, senden hoşlanıyorum dedi. Başım zank etti. Koşarak yanımdan ayrıldı. Ne yapmam lazım kafam çok karışık? Not Hepsi okulda gerçekleşti. Edit Bugün okula gittim, kapının önünde bir kız var. Baktım, aha bizim kız. Yanına gittim naber, dedim. Ee karar verdin mi dedi? Ben de ne kararı dedim? Sevgilimiyiz dedi? İçimden yok artık filan dedim. Ne sevgilisi daha birbirimizin ismini bile bilmezken sevgili mi olacaz dedim. Bilmiyorum, ben öyle söyleyince, dedi. Kıpkırmızı oldu. Bir tanışalım, sonra olacak olur dedim. Biliyordum beni geri çevirmeyeceğini dedi, boynuma atladı. Sonra telefon numarası filan aldım durmadan mesaj atıyor. Kız da fena değil beyler. Duruma göre ss atarım. Sayfaya Git Sayfa kanımca "seni sevmiyorum" demekle eş anlamlıdır. karşınızdaki insan için "sevmek" fiilini kullanabilecek kadar birşeyler hissetmiyorsanız, o hislerin dile getirilmesine hiç gerek yoktur zaten. her turlu manitacilik giri$imi konu$sal platformunun yumu$ak senden ho$laniyorum...yani,home 0 visitor1gol de konu$anin kendi kalesine kişi veya kişileri ürkütmemek için kullanılır bu hoşlanıyorum kelimesi, kibarlık açısından. sonuçta, senden hoşlanıyorum'un anlamı da seni seviyorum'dur. hoşlanmak, ilgi duymayı uyandırdığından, ilgi duymak, değer vermek derken son nokta sevgiye ulaşır. seni seviyorum kelimesi kesin sevgiler için kullanılabilir. ama birini yeni tanıdıysanız ve hakkında pek fazla birşey bilmiyorsanız, biliyor olsanız bile, hele hele arkadaş ortamında tanıştıysanız ve üç beş muhabbetiniz döndüyse onunla, drek söylemek eziklikten çok abest kaçar. en ideali hoşlanmaktır ki, zaten kabul ettiği takdirde, seni seviyorumm kelimesi yüz kere, bin kere söylenecektir. haa şöyle de birşey vardır ki, bazı insanlar netlikten hoşlanır. ho$lanmak "ama" ile kullanilir yani; "senden ho$laniyorum ama yemek yerken agzini $apirdatiyorsun onun icinde sadece ho$laniyorum" gibizamanla olacak biseydir sevmek ili$kimize zaman tani repligi- saclarin dalgali ve gozlerin renkli oldugu zaman. boyunda 10 cm daha uzun olabilir zamanla. lutfen ili$kimize zaman taniyalim biraz. sana kar$i asla bo$ degilim, senden ho$laniyorum. bunu sende anlami$sindir zaten cumlenin sonuna dogru, rimelli kirpikler salinim hareketini daha hizli yapar. bu da "senden ho$laniyorum"un peki$tirme sifatidir hayirli olsun nurtopu gibi bir cambaziniz olmu$tur. "senden hoşlanıyorum" bir balangıç cümlesidir bazı ilişkilerde. hoşunuza gider, ilginizi çeker, bunu söylersiniz o kişinin de ilgisini bu cümleyle toplayıp mutlu mesut bir başlangıç bazen de "senden hoşlanıyorum" zaman doldurucu, gelip geçicidir. "evet, şu an hoşlanıyorum lakin yarın bir halt olur hoşlanmam geçer ne bileyim"dir, emin değildir. o yüzden sevmekle aynı konumda olsa da "sevmek" kadar emin olunmayan "hoşlanmak" kelimesi seçilir. artık bir ilişki başlar mı başlamaz mı bu tarafların hoşlantılarının devamına bağlıdır. geçenlerde bir dizide denk geldim. türk dizisi. bildiğin komedi ağırlıklı, aile konulu, boş zaman geçirgeçlerinden olan bir işte, bu dizide bildiğin bakkal çırağı var. bir kıza karşı boş değil, gidip ona açılmak istiyor. buluşuyorlar. lafı eveliyor, geveliyor, utanıyor falan.. sonunda cesaretini toplayıp söylüyor lafı, cevabını da alıyor-ben senden hoşlanıyorum!-ben de senden hoşlanıyorum galibaa..bana hiiiç gerçekçi gelmedi bu diyalog. sanki, basın aracılığıyla gündelik hayatımıza sızdırılmaya çalışılan bir cümle gibi bu. şahsen, bir insana açılacaksam, ya onu sevdiğimi söylerim ya da aşık olduğumu. yani, hoşlanma aşamasında açılmam. bu kadar modern bir ülkem yok benim."ben sana azıcık gıcık kapıyorum gibi, ama du bakalım merve""ben senin burnunun ne kadar büyük olduğuna hep şaşırdım ahmet""sen bugün çok çekiciydin selami"hayır hayır, bu laflar bana göre değil. ben daha içten yaşayan, ama duyguları belirli bir limiti aştığı zaman, açılmayı beceren bir insanım. hoşlandım mı belki azıcık cilve yapabilirim, ya da çaktırırım, ama hoşlandığımı söylemek için bir buluşma da ayarlamam şey bir yana, o kadar ıkınıp sıkılan bir oğlan, sonunda benden hoşlandığını söylerse, bir türk kadını olarak da incinirim. o kadar zorlanmaya insan tek taş eşliğinde evlilik teklifi bekliyor bu lafları, özünüze dönün kardeşim. "umut"tur bu cümle.. henüz hiç bir şeye elleriniz değmemişken, araya gururlar, egolar, stratejiler, oyunlar girmemişken.. yolun en başında iki uçtan birbirinize şaşkın şaşkın bakıyorken.. seni ayakta tutan hatta belki yeniden canlandıran umudun cümlesidir.. ne vaad vardır içine, ne yıpranmışlık ne de yaşanmışlık.. sanki "üzme beni" der gibisindir bazen, geçmişinden getirdiğin yaralarını sarıp, yola devam etmek isterken..sanki “üzmeyeceğim seni” der gibisindir, “o”nun gözlerinde korkuyu görüp, bildiğini anlamamasını dilerken.. “istersen hiç başlamasın” yoklamasıdır bazen de, sessizce, ortalığı yıkıp dökmeden.. ama seni sevmediğimi biliyorsun diye de devam eder bu. neden anlamak istemiyorsun seninle bi ilişki düşünmüyorum, canım istediğinde senle gezip tozayım takılayım istiyorum denmek istenen cümledir aynı zamanda. sana değer veriyorum da sos olarak paketin içine koyulabilir. bu da sen bu hoşlantım var gerzekliğini yemekte tereddüt edersen benim için değerlisin vallaaa boş beyninde yankılansınki sonraki ihtiyaç molasında hazır ve nazır ol diyedir sallantılı bir his. zamana karışıp kaybolabiliyor. bazen aşklara dönüşüyor bazen dostluğa, bazen kocaman bir boşluğa... bir anıyla süslersek daha net anlayabiliriz diye zaman hayatımda birisi olsun istemiyordum. bilmem boşa dolan günleri kalbimde barındırmak değildi niyetim.. yeni başlangıçlara karşı fazla seçici davranıyor gibiydim. iş çıkışı onunla yan yana buldum kendimi. teklifine kayıtsız kalmadım n’olcak yani bir şeyler içer sohbet ederiz diye düşünüyordum. sonra muhabbet devam ederken bana bakışlarının değiştiğini, sevecenlikle baktığını farkettim, bal gözleri ışıldıyordu. onunla ilgili düşüncelerimde kararsızdım. bir sevgilisi olduğunu ondan yeni ayrıldığını öğrenmiştim. tanıştığımız ilk zamanlar bana bunu anlatma gereğini duymadığını, neden sevgilisi olduğunu saklama gereği duydu ki diyorken demek ki o da benden hoşlanıyor dedim. neden sakladığını sormayı şimdilik içimde biriktiriyordum. "senden hoşlanıyorm" dedi, "iki gündür senden hoşlanıyorum."şaka yapıyor olmalı heralde dedim. sadece iki gün mü? ellerini uzattı. tutmadım. fırladım hemen yerimden o hışımla hesabı ödedim. hey garson fazla para almış olmalısın ama o an umrumda değildi. anladın halimden. aferin. neyse...o saniye sadece kaybolan aşklarıma üzüldüm. zaman-aşklar-hoşlanmak adı her neyse kavramların birbirine karıştığını düşünüyordum."dürüst oldum" dedi, keşke olmasaydın dedim içimden. üzüldüm. yeni yeni tanıyorduk birbirimizi heyecan katıyordu günler günlere. sanırım ben senden iki günden çok süredir hoşlandığım için içim acır gibi oldu ve istemedim seni. kırıldı bana, uzaklaştı. ama arkadaşlığımız devam etti. bazen içtenlikle bazen önemsizce. bir yıl geçti başkasıyla olmayı denedi, kendisini terkedilmiş bir şekilde içi acırken bulduğunu söyledi. sevindin mi? diye sordu için üzülüyor olsan belki dedim. pisliğine. buluştuk. içini döktü, geçen günlerin anlamsızlığından boşunalığından yakındı. saat akıp gidiyordu, birlikte yürüyorduk. “keşke benimle olsaydın, tüm bunları yaşamazdım, sen benim içimi acıtmazdın bu kadar” dedi. üzüldüm. elimden hiçbir şey gelmiyordu. sen dedim keşke o zaman sevgilin olduğunu saklamasaydın benden. bir şekilde belli etseydin “aslında saklamadım” dedi ama sakladığını o da biliyordu. seninle ilgili kararsızlığım sebebi bu olabilir dedim. “belki de ondan senin için ayrıldım” dedi belkiler keşkelere karışırken onun kalbi başkası için acıyordu benimki sızlamıyordu bile... ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. ben de e senden hoşlanıyorum!k karı gördün mü? romantik kıze yağış olanı mı? iyi ben de sorun yok o zaman . -senden hoşlanıyorum -işin gücün yok mu senin ? bir metin üstündağ incisi dökülebilir dudaklardan, temsil misal çok güzel, tam aradığımız elemansın, yarın gel başla ya nolacağdı - senden ilginçç.. ilk defa aşık olmayan birisi çıktı. - .......- tebriklerimi sunarım. -senden hoşlanıyorum. -teşekkürler. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

senden hoşlanıyorum diyen erkeğe ne denir